ÇANAKKALE ŞEHİTLİĞİ, 31 EKİM 1999


Birkaç günlük Ayvalık gezisinin ardından, dönüşte Gelibolu yarımadası ve Çanakkale Şehitliğinde bir gün geçirdik. Bursa notlarımızda yazdığımız üzere, Orhan Gazi Bursa’yı fethedip, Pây-ı Taht edindikten sonra Çanakkale Boğazı’nın öte yakasını, Gelibolu’yu hedefine koyar ve oğlu Süleyman Paşa’yı görevlendirir. Osmanlı hilâli Asya’dan Avrupa’ya ilk onunla taşınır, 1357’de Akçaliman, Bolayır ve sonra tüm Gelibolu yarımadası fethedilir. Evliya Çelebi Gelibolu adının “Gülübol”dan geldiğini ve bu adın Yazıcızade’ler Ahmed-i Bîcan, Mehmed-i Bîcan (rahmetullahi teâlâ aleyhim ecmaîn) tarafından konulduğu bildiriyor.
Gazi Süleyman Paşa şehid olunca Bolayır’a defnedilir. Fatih Sultan Mehmet han İstanbul’un fethinden bir sene önce Çanakkale Boğazından Bizans’a yardım geldiğini öğrenince Rumeli Yakasında Kilit’il-Bahir, Anadolu yakasına da Seddü’l-Bahir kalelerini yaptırır. Bütün yapılanlar sanki 460 sene sonra Osmanlı/İslâm Devletinin yapacağı Çanakkale ölüm-kalım harbinin hazırlığı gibidir.
Çanakkale İlimize tümüyle şehitlik desek yeridir. İl ve ilçelerinde 37 şehitlik bulunduğu söyleniyor. Bunların bazıları 1911 Balkan Harbinde şehid olanlar için yapılmış. Şehitliklerin kiminde bir veya birkaç, birçoğunda binlerce, onbinlerce şehid yatıyor. Rahmetli Ebem (Anneannem) Şerife hanımdan çocukluk yıllarımda dinlemiştim: İki kardeşi Karaman/Gödetağini köyümüzden Çanakkale Harbi için çıkmışlar ve bir daha dönmemişler. Allah-ü teâlâ onlara ve bütün şehitlerimize rahmet eyleye.
Şehitliğe girince insan akraba, hemşeri, soy, ırk hatırlamıyor.
Allah rızası için, vatanını, mukaddesatını korumak için can veren din kardeşlerinden başka sıfat tanımıyor. Bu sâdece Türklerin savaşı değil,  Müslümanların küfre karşı savaşı. Şehitlerin hangi memleketlerden olduklarına bir bakalım:  Anadolu ve Trakya’dan, Afganistan, Azerbaycan, Bağdat, Basra, Batum, Arnavutluk, Bingazi, Bulgaristan, Makedonya, Yunanistan, Girit, Halep, Hicaz, İran, Kazan, Kerkük, Kırım, Kosova, Kudüs, Lazkiye, Mısır, Midilli, Ürdün, Romanya, Selanik, Süleymaniye, Tiflis, Libya, Lübnan ve Yemen. Bu coğrafyanın insanlarının çoğu soyca Türk değildi.  Ama hepsi müslümandı. Onlar din gayreti ile buralara gelip, şehit olmuşlar.
57. Çanakkale Şehitler Abidesi, 57. Alay Şehitliği, Alçıtepe Şehitliği…
Mermiler havada çarpışmış, metrekareye kaç şehit düşmüş…
Kafatasında, kol kemiğinde saplanmış mermisiyle sergilenenleri gördükten sonra insan kendini bir vicdan muhasebesi içinde buluyor. Şu çalılığın altında kaç şehit yatıyor? Her adımda acep kaç şehidin üstünden veya kan izinden geçiyoruz? Seddü’l-Bahir Köyüne kadar gidip Şehitler âbidesini, tabyaları, topları, kazılan yolları gördük. Çanakkale Harbini düşündük[1].
Okuduk, fatihalar gönderdik.
Yüce Rabbim onlara şehitlik nasibetmiş. Mübarek olsun. Bizlere de nasîbeder inşallah…
Oradan hareketle Gelibolu Şehitliğini ve şimdilerde park hâline getirilmiş alanda Yazıcızade Mehmed-i Bîcan-Ahmed-i Bîcan kabirlerini ve câmiini ve yakınlarında bulunan Şerbetçi Baba türbesini ziyâret ettik. İki kardeşin kabirleri arası yüz metre kadar var. Çatalca’da askerlik yaparken Yüzbaşı Muktefî Yazıcı’dan adlarını duymuştum. Soyları onlara çıkıyormuş. 1400’lü yıllarda yaşamış âlim ve mutasavvıf kardeşler. İnce, zayıf, zarif bedenli ve rüzgârda savrulacak gibi hafif oldukları için “Bîcan” derlermiş.
Envârü’l Âşıkiyn ve Muhammediye adlı eserleriyle tanınıyorlar.  "Âdem cihanda hayr ile anıla. Zira ki bir gün gele, benden ve senden bir nişan kalmaya, illa bu sözler bakî kala" diyerek gayelerinin hayırla yadedilmek olduğunu belirtirler. Yüzyıllardır halkımızın severek okuduğu, ellerinden düşürmediği o kıymetli eserler böylece vücûda gelir. Rahmetullahi teâlâ aleyhim ecmaîn.
Gün ufka yatmıştı. Yolumuz üzerinde Bolayır’a girip yukarıda sözünü ettiğimiz Gelibolu fatihi Gazi Süleyman Paşa (ö. 1357)  kabrini ziyâret ederek rûhuna Fatiha okuduk, Camiinde akşam namazlarımızı kıldık. Allah-ü teâlâ onlara ve bütün mü’min ceddimize, kardeşlerimize rahmet eyleye. Cümlemizi mahşerde sevdikleriyle haşreyleyip, şefaatlerine kavuşmak nasip eyleye…


[1]  Çanakkale Harbi ve şehitler için bakınız: Yeni Türkiye Dergisi, Ocak-Şubat 2015, Çanakkale Özel sayısı, 122 makale, 400 s. 51 binden fazla şehidin adı, künyesi, nerede şehit olduğu ve şehadet tarihi ayrıntılarıyla yer almıştır.