Birkaç
günlük Ayvalık gezisinin ardından, dönüşte Gelibolu yarımadası ve Çanakkale
Şehitliğinde bir gün geçirdik. Bursa notlarımızda yazdığımız üzere, Orhan Gazi Bursa’yı fethedip, Pây-ı Taht
edindikten sonra Çanakkale Boğazı’nın öte yakasını, Gelibolu’yu hedefine koyar
ve oğlu Süleyman
Paşa’yı görevlendirir.
Osmanlı hilâli Asya’dan Avrupa’ya ilk onunla taşınır, 1357’de Akçaliman,
Bolayır ve sonra tüm Gelibolu yarımadası fethedilir. Evliya Çelebi Gelibolu
adının “Gülübol”dan geldiğini ve bu adın
Yazıcızade’ler
Ahmed-i Bîcan, Mehmed-i Bîcan (rahmetullahi teâlâ aleyhim ecmaîn) tarafından konulduğu bildiriyor.
Gazi Süleyman
Paşa şehid olunca Bolayır’a defnedilir. Fatih Sultan Mehmet han İstanbul’un
fethinden bir sene önce Çanakkale Boğazından Bizans’a yardım geldiğini
öğrenince Rumeli Yakasında Kilit’il-Bahir, Anadolu yakasına da Seddü’l-Bahir
kalelerini yaptırır. Bütün yapılanlar sanki 460 sene sonra Osmanlı/İslâm
Devletinin yapacağı Çanakkale ölüm-kalım harbinin hazırlığı gibidir.
Çanakkale İlimize tümüyle şehitlik desek yeridir. İl ve ilçelerinde 37
şehitlik bulunduğu söyleniyor. Bunların bazıları 1911 Balkan Harbinde şehid
olanlar için yapılmış. Şehitliklerin kiminde bir veya birkaç, birçoğunda
binlerce, onbinlerce şehid yatıyor. Rahmetli Ebem (Anneannem) Şerife
hanımdan çocukluk yıllarımda dinlemiştim: İki kardeşi Karaman/Gödetağini
köyümüzden Çanakkale Harbi için çıkmışlar ve bir daha dönmemişler. Allah-ü
teâlâ onlara ve bütün şehitlerimize rahmet eyleye.
Şehitliğe girince insan akraba, hemşeri, soy, ırk hatırlamıyor.
Allah rızası için, vatanını, mukaddesatını korumak için can veren din kardeşlerinden
başka sıfat tanımıyor. Bu sâdece Türklerin savaşı değil, Müslümanların küfre karşı savaşı. Şehitlerin
hangi memleketlerden olduklarına bir bakalım:
Anadolu ve Trakya’dan, Afganistan, Azerbaycan, Bağdat, Basra, Batum,
Arnavutluk, Bingazi, Bulgaristan, Makedonya, Yunanistan, Girit, Halep, Hicaz,
İran, Kazan, Kerkük, Kırım, Kosova, Kudüs, Lazkiye, Mısır, Midilli, Ürdün,
Romanya, Selanik, Süleymaniye, Tiflis, Libya, Lübnan ve Yemen. Bu coğrafyanın
insanlarının çoğu soyca Türk değildi. Ama hepsi müslümandı. Onlar din
gayreti ile buralara gelip, şehit olmuşlar.
57.
Çanakkale Şehitler Abidesi, 57. Alay Şehitliği, Alçıtepe
Şehitliği…
Mermiler
havada çarpışmış, metrekareye kaç şehit düşmüş…
Kafatasında,
kol kemiğinde saplanmış mermisiyle sergilenenleri gördükten sonra insan kendini
bir vicdan muhasebesi içinde buluyor. Şu çalılığın altında kaç şehit yatıyor? Her
adımda acep kaç şehidin üstünden veya kan izinden geçiyoruz? Seddü’l-Bahir Köyüne kadar gidip Şehitler âbidesini,
tabyaları, topları, kazılan yolları gördük. Çanakkale Harbini düşündük[1].
Okuduk,
fatihalar gönderdik.
Yüce
Rabbim onlara şehitlik nasibetmiş. Mübarek olsun. Bizlere de nasîbeder
inşallah…
Oradan
hareketle Gelibolu Şehitliğini ve şimdilerde park hâline getirilmiş alanda Yazıcızade Mehmed-i Bîcan-Ahmed-i
Bîcan kabirlerini ve
câmiini ve yakınlarında bulunan Şerbetçi Baba
türbesini ziyâret ettik. İki kardeşin kabirleri arası yüz metre kadar var. Çatalca’da
askerlik yaparken Yüzbaşı Muktefî Yazıcı’dan adlarını duymuştum. Soyları onlara
çıkıyormuş. 1400’lü yıllarda yaşamış âlim ve mutasavvıf kardeşler. İnce, zayıf,
zarif bedenli ve rüzgârda savrulacak gibi hafif oldukları için “Bîcan”
derlermiş.
Envârü’l
Âşıkiyn ve Muhammediye adlı eserleriyle tanınıyorlar. "Âdem cihanda hayr ile anıla. Zira ki
bir gün gele, benden ve senden bir nişan kalmaya, illa bu sözler bakî
kala" diyerek gayelerinin hayırla yadedilmek olduğunu belirtirler.
Yüzyıllardır halkımızın severek okuduğu, ellerinden düşürmediği o kıymetli
eserler böylece vücûda gelir. Rahmetullahi teâlâ aleyhim ecmaîn.
Gün ufka yatmıştı. Yolumuz üzerinde Bolayır’a girip yukarıda sözünü ettiğimiz Gelibolu
fatihi Gazi Süleyman Paşa (ö. 1357) kabrini ziyâret ederek rûhuna Fatiha okuduk, Camiinde
akşam namazlarımızı kıldık. Allah-ü teâlâ onlara ve bütün mü’min ceddimize,
kardeşlerimize rahmet eyleye. Cümlemizi mahşerde sevdikleriyle haşreyleyip,
şefaatlerine kavuşmak nasip eyleye…
[1] Çanakkale Harbi ve şehitler için bakınız: Yeni Türkiye
Dergisi, Ocak-Şubat 2015, Çanakkale Özel sayısı, 122 makale, 400 s. 51 binden
fazla şehidin adı, künyesi, nerede şehit olduğu ve şehadet tarihi
ayrıntılarıyla yer almıştır.