Bir
inceleme-araştırma çalışması yapmak üzere Erzurum’dayız. Kışın en sert, karlı
günleri, gece -20, gündüz -10.
Abdurrahman Gazi Türbesine gitmek istiyoruz. Ama kim cesaret edebilir?
Şöförümüz
gideriz dedi ve karlı yollarda vurdu yamaca. Eğerli Dağı (Sığve) yamacına tırmanıyoruz.
Yol iki metrelik bir kar koridorunun içinde. Çevremizi göremiyoruz. Hayretimizi
fark eden şöförümüz “siz sağ ve
solunuzdaki karı görüyorsunuz. Altımızda sıkışmış bir metrelik daha kar var!” dedi.
Yamaçta bir hayli ilerledikten sonra etrafımız açıldı. Erzurum yukarıdan ak
tabağa çamur doldurulmuş gibi, gri-kara görünüyor. Günlerdir genzimizi yakan
şeyin bu kirli hava olduğunu anladık.
Abdurrahman
Gazi Türbesi, yaz günlerinde çok ziyaret edilen yerlerden biri imiş. Hakkında
fazla bilgi bulunmuyor. Vaktiyle buralarda bir tekke varmış. Türbe o tekkenin
içinde imiş. Tekkede Erzurumlu İbrâhim
Hakkı hazretleri de türbedarlık yapmışlar. Şimdi gördüğümüz cami Ahmed İzzet
Paşa tarafından, sonradan yaptırılmış. Türbeye bu camiden giriliyor. Türbenin
giriş kapısı üzerinde l796 tarihli kitabe var. Türbe içinde çok uzun bir
sanduka bulunuyor. Fatihalar okuyup, rûhlarına bağışladık.
Halk
arasında, Abdurrahman Gazi’nin, Hazreti Peygamber'in (sallallahü teâlâ aleyhi
ve sellem) sancaktarı olduğu söylenir. Yine
yaygın bir inanışa göre buraya gelip, Abdurrahman Gazi Türbesini ziyaret
etmeden dönenlerin yolu, bir gün tekrar Erzuruma düşer…
1980
yılındaki gezi notlarımı yazmıştım. Orada Abdurrahman Gazi (rahmetullahi aleyh)
ziyareti yok. Kimbilir 22 yıl sonra ikinci defa Erzurum’a yolumuz düşmesi bu
yüzden.
Allahü
teâlâ onlara rahmet eylesin, bizleri de şefaatlerine kavuştursun.