İzmir’den
kalkıp Roma üzerinden Cezayir’e indik.
Cezayir
Hükümetinin “Uluslar arası şehircilik sempozyumu”na davetliyiz.
On
günlüğüne gelmiştik. Ama yönetimin bu organizasyonu halkına bir gösteri ve
siyasî propaganda amacıyla düzenlediğini fark edince beklemeyip, 5 gün sonra İzmir’e döndük.
Cezayir’i
hep Barbaros
Hayreddin Paşa(Hızır Reis) ve kardeşi Oruç Reis ile anarız. 1500'lü yılların başında Osmanlı İmparatorluğu'na bağlanmış. Kanunî
Sultan Süleyman Hânın: "Sen ve karındaşın Oruç,
nasıl Midilli adasından çıkıp Cezayir’i fethettiniz? Bu ana gelinceye kadar
denizde ve karada ne çeşit gazalar yaptınız? Bütün bu hadiseleri, eksik ve
fazla söz söylemeksizin bir kitap halinde yazdır. Kitap bitince, bir nüshasını
da, hazineme konmak üzere bana getir" emrine
binaen yazdığı “Barbaros Hayreddin Paşanın Hâtırâları”nda o dönem çok
güzel anlatılır.
Cezayir
Osmanlı ceddimiz tarafından 300 seneden fazla yönetilmiş. Bu sürede 176 cami
ve başka eserler inşa edilmiş. 1830’larda Osmanlı ceddimiz şehirden çekilmiş. Fransızlar
işgal etmiş, yıkmışlar, sömürmüşler. 1862 yılında kala kala 48 cami kalmış! Emir Abdülkadir işgalcilere karşı 14 yıl mücadele eder,
tutuklanır, İstanbul’a gitmesine izin verilir. Son yıllarını Şam’da geçirir,
orada vefat eder. Fransızların işgal ve sömürüsünün buradaki tahribatını iktisadî,
siyasî, tarihî, dinî her alanda görmek mümkün.
Sempozyumdan
fayda çıkmayacağını anlayınca, Cezayir’in sit bölgesi olan Kasbah’ı ziyaret ettik. Kasbah, Osmanlı ceddimizden kalmış, “kasaba”
anlamına geliyor. ODTÜ’den şehir plancısı Raci Bey buralarda çalışmış, bölgeyi iyi
biliyor. Birlikte, daracık merdiven
sokaklardan yukarıya çıktık. Tepede Dei(Dayı) malikânesi var. Surların arkasında
birkaç eski top yatıyor.
Baba
Oruç Camiî, Keçuva(Keçiova) Camii, Arabacı Abdurrahman Avenue(caddesi), Dely
İbrahim Avenue, Bir Mourad Reis Avenue, Dei(Dayı) Konağı hepsi Kasbah’ta. Barbaros Hayreddin Paşa tarafından 1520
yılında yaptırılan, Hasan Paşa tarafından 1794’te büyütülerek yeniden inşa
edilen Keçiova Camii, Fransız işgalinden sonra kiliseye çevrilmiş. Cezayir’in
1962 yılında kazandığı bağımsızlığın sembollerinden biri olan yapı, cami olarak
yeniden ibadete açılmış. Liman, Hızır ve Oruç reislerin inşa ettirdikleri o
liman. Oruç Reis’in ve hayatını İslâma hizmetle geçirmiş Sidi Abdurrahman'ın Kasbah'daki türbeleri, Arapça öğrenen
çocuklar için mahalle okulu olarak kullanılıyor. Ruhlarına Fatihalar okuduk.